Záhrada Üzerine
Kainatın kurgusunun ters olduğu konusunda şüphelerimiz oluşabilir zaman zaman. Cennet bahçesinden dünyaya değil, dünyadan cennete sürülmemiz gerekirdi belki de. Yazılmış olanları tersten okumak, önce ölüp sonra doğmak da bir son olabilirdi. Bizim üzerimize dayatılanı kabul etme zaafımız olduğu müddetçe de, kendimize yakın olanı seçmek zorundayızdır yalnızca. Kabul etmediğimiz herhangi bir düzen, ailevi ve sosyal ilişkilerimizin işlevini bozsa da zihnimizi sivriltecektir. Tabu haline getirilen ve sadakatsizlik olarak dikte edilen, yasak ilişki olarak adlandırılan kaotik durum; yaşamsal çıkmazlarımızı hazırlayabileceği gibi; doğasında sarsan, sarıltan ve benlik hissettiren aşk adı verilen garip saplantı yerine cinsel oburluğun doyum noktasıdır keza. Bedeni sivrilterken, ruhu köreltmekle sonlandırır o açlığı ve yok olmaya mahkumdur da. İlişki çıkmazında ne övülecek, ne de yerilecek bir durumdur. Tabu olarak kalmaya devam edecek ve yıkılan bir köprünün son ayağı olacaktır daima. Son ay